10 Şubat 2011 Perşembe

Buldurcuk İstiyor Şehzade

Madem tatildeyim. Madem televizyon izleyip duruyorum (aa kitap okumuyor cahil!) Muhteşem Yüzyıl'a bir parmak basmazsam eksik olur. (Iyy izlediği diziye bak!) Evet Sex And The City kızları bu seferki basacağım parmağın adı tahmin edersiniz ki vezir parmağı.

Bize okuttuklarında tasvirlerle dalga geçmiştik. Zihinde canlanınca komik çünkü ama dizideki Hürrem'i görmemle birlikte pazıl tamamlandı. Çözdüm olayı. Ah görsel destek nasıl da önemli eğitimde. Şöyle ki;

Günlerden birgün Ay Hakan'ın göğsü yarılıp yavruladı. Kız evlat doğurdu.
Bu kızın yüzü mavi, ağzı ateş gibi kızıl, gözleri elâ, saçları ve kaşları kara idi. Çocuk annesinin göğsünden ilk sütü emdi, bir daha emmedi. Çiğ et, çorba ve şarap istedi. Dile gelmeğe başladı. Kırk gün sonra büyüdü, yürüdü, oynadı. Ayakları öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi, omuzları samur omuzu gibi, göğsü ayı göğsü gibi idi. Bütün vücudu tüylü idi. At sürüleri güder, atlara binerdi. Av avlardı. Günlerden ve gecelerden sonra Hürrem oldu...

Kadın kadın değil Oğuz Kağan sanki. Öyle iri. Öyle dolduruyor ekranı. Yakın çekimlerde ekran kapanıyor zaten. O kadar döneme uygun dekor, kıyafet, bilgisayar numaraları falan hepsi boşa israf. Diğer sahnelerde hadi özendiniz yaptınız diyelim, Hürrem sahnelerinde eşkına gerek yok genşler, biz başka şey göremiyoruz çünkü.

Hiç yorum yok: