Fon müziğinde Emre Aydın çalan ağlak bloglardan nefret ediyorum. Zaten hayat enerjisi anında düşebilen bir yapıya sahibim, kendi derdimi unutup bir de onlar için üzülüyorum. O yüzden açıyorum sayfayı, bakıyorum fonda emreaydıngripinmodelıssızadam var (yani çalmasa da sen okurken duyuyorsun o sesleri zaten) hemen kapatıyorum. Belli acın var ama benim de içim şişiyor bacım. Zaten o blogu da ben okuyım diye açmadığın için darılmaca gücenmece olmuyor diye düşünüyorum. Bazılarını merak edip okuyorum mesela. Çekirdek gibi "başladım bitiriyim" diyorum. Sonra pişman oluyorum. Aslında her yazının başında "aşk acısı", "edebiyat yaptım çok yer yandı", "laf sokuyorum", "dünyayı kurtarıyorum", "futbol" falan gibi başlıklar olsa, biz de ona göre seçim hakkımızı kullansak güzel olurdu, en azından sürprizlerle karşılaşmazdık.
Tamam kabul etmek lazım sevgiliden ayrılmak kötü bir şey ama arkadaşından ayrıldıysan asıl o zaman sen boku yemişsin, ben sana söyliyim bacım. (Yasal uyarı: Mesela burda hafiften yumuşamış olan Seyirci inceden konuya girmeye başlayacak gibi.) Gerçi fuck buddy değilseniz zaten arkadaşındır aynı zamanda ama beninlenpoleniğinegirme. İnsan çünkü öpmeyi koklamayı değil de en çok konuşmayı özlüyor. Bir daha konuşsanız bile o konuşmaların eskisi gibi olmayacağını bilirsin ama özlersin yine de. Eh tamam öpüp koklamayı da özlersin tabii ama konuşmak apayrı. Hele koku hafızası diye bir şey var ki düşman başına. Sırf onun parfümünü sıkıyor diye sınıftan bir çocuğun zırt pırt yanına oturursun falan hoş değil. Ama ne demiştik konuşma önemli. Öyle konuştuğunuz şeylerin çok mühim şeyler olması gerekmiyor. Şöminenin yanında kırmızı şarap yudumlarken bilimden, sanattan, siyasetten bahsedip; ülkeyi, evreni, insanlığı sorgulamıyorsunuz sürekli belki, ama kendinize göre mühim şeyleri kurtardığınız kesin. En yakınına bile bazen anlatmadığın şeyleri ona anlatırsın, aileni dökersin, içini dökersin.. (derken bu blogda da Model'den bir milyonuncu kez Değmesin Ellerimiz çalmaya başlar) Tamam uzatmıcam. Özlemek diyorum yani, kötü. Ama çok abartmayın. Öbdüm:*
27 yorum:
bir de parfümün kokusunu alıp kaçanlar var benim gibi
O da olur. Ama hoş değil :D
sanırım ben de çoğu zaman bu izlenimi yaratıyorum insanlarda ama n'apayım ben burada deşarj oluyorum :) parfümü alıp kaçmak da çok mantıklıymış benim nasıl aklıma gelmedi ya! :)
ama kokuya olan tiksintimden degil, ozlememek icin kacarim
durduk yerde tribe girdim hee
memento mori, zaten blögde de istediklerimizi yazamayacaksak vay bana vaylar bana diyorum:D İnsan o an acı hissediyorsa acısını yazar yani. Taraf gazetesi yazarı falan değiliz neticede, siparişle yazı yazalım. Bu sadece benim içimin kıyılmasıyla alakalı bir durum. Yoksa blög sahiplerine dediğim bir şey yok, fıstıklı cheetos veriyorum moralleri düzelsin diye sadece:D
Jano, ahaha sen de dünden razıymışsın tribe girmeye:D
Ben evleniyorum ya, şimdiden bekarlığı özledim mesela, bu da 'özlemek' sayılır mı!?!
Sen zaten boku yedin Hüsot. Çok üzgünüm senin için :ı
dun neler yazmisim lan ben, hic hatirlamiyorum :D
benim porofol mözöööm tam senlik.
gir de dinle ne özlem kalır ne keder ne acı
gömdüm bacım dkjghkjdfh
Ahah dinlemez miyim:D
Al bu da benden sana gelsin bacım
http://www.youtube.com/watch?v=eNvUS-6PTbs&ob=av3e
Thomas Anders'ın dudak parlatıcısını sana armağan ediyorum. Gömdüm :*
Evet hep öyleler bende okuya okuya sevgilsinden ayrılmış kız modun da geziyorum :D
"Kokular," der Jack. "Onlar keşfedilmemiş zaman makineleridir. Onlar, kıçınıza sertçe vurarak sizi eski aşk çukurunuzun dibine mıhlayabilirler. Aldığınız kurabiye kokusu eşliğinde birden 20 sene öncesine, büyükannenizin koltuğunun altına sokabilirler sizi. İlk öptüğünüz kızın çilek kokan dudaklarına dokunmanızı sağlayabilirler. Kokular bunları yapar evet ve bunun karşılığında sizden hiç bir ücret talep etmezler."
Bambi, ama ayrıldıysa yazcak napsın:) Cips uzat sen de benim gibi:D
Aydedeye havlayan, ah Jack ne güzel de demiş. Kesinlikle! Kokular, hatta bazen biraz fazla olmuyorlar mı?
oluyorlar, olmazlar mı.. Jack'le yakın zamanda tanıştırıcam sizleri umarım :)
Ben de tam onu diyordum sana :)
Antalya'ya Jack'i de al gel.
Antalya'ya Ferit'i istiyodun hani pastalı falan :) şimdi bi de Jack çıktı bak. çok bereketli bi adamım ben :) neyse ben geleyim de bi sonra olmadı onları da sıkıştırırız bi yere :)
Ahah evet ya sende iyi malzeme var. Çok sesli bir adamsın :D Oyumu yerel seçimlerde sana vercem.
oyy bu başka bi profilimde kalmıştı aylarca
resmen 80lerde hippivari zamanlarım geliyor aklıma
götümde boklu donum.
süümüüm dudak payı kıvamında.
elimde kemirilmek üzre verilmiş ekmek parçası
çok duygulandım şoan dskcjghlkdfhgljdhf
Aynen ben de çok çılgındım o yıllarda dfgjkl:D
sen beni özlemişsin :D ama ben de seni özledim gerçekten. akşamları sebepsiz yere yatağına gelmeyi özledim mesela. ve senin neredeyse her akşam dağınık oluşunu :D sıkılıyo muydun lan her akşam yanına geldiğimde, doğru söyle alınmıcam? :D
Aaa dağınıklığımı nasıl deşifre etti bi bak dfgjkl:D Yatağını toplamayı ben öğrettim sana nankör! :D
Benim yatağım deniz gören, ışık alan, çok güzel manzaralı bir yatak. Seneye de öyle olcak mesela. Ben senden sıkılmıyorum. Sıkılınca "bugün git yarın gel" derim dfgjkl:D Seneye de bekleriz sıraya bakmayın şekerim. :D
taam, sen öğrettin ona bi şey demiyorum zaten :D deniz görmesi beni biraz tedirgin ediyo yannız, bunu da belirtmeden geçemicem :D o değil de hangi yatağı seçsek acaba, çok düşünceliyim bu konuda :D
Ya benim geçen seneki yatağımın konumundaki yatağı istiyorum aslında. Çünkü cam görmek istiyorum karşımda bacım. İçim daralıyor öteki türlü. Ama o yatağın bitişik olduğu duvar dışarıya bakıyor, soğuk olur mu bilmiyorum. Ama ara kattayız, soğuk olacağını sanmıyorum yine de. Gidince bi inceleyelim :D
of amma kafa yordu :D anlaştık bebeYim :*
Ayrılık acısı denen şeyi unuttum desem yalan olmaz,o tarz yazılar bana arada hayatta 'ayrılık' diye bişeyin de var olduğunu hatırlatıyor ya neyse :D
ama haklısın,arkadaş kaybetmek daha zor :p
Şanslıymışsın :)
Yorum Gönder