Şu an kuyruk sokumum felç, sırtım tutuldu, kollarım ağrıyor. Hatta bugün 2-3 omurum yerinden çıkmış olabilir. Muhtemelen yarın sabah yataktan beni bir ekip kaldırmak zorunda kalacak çünkü inme falan inmiş olur büyük ihtimalle. Sebebiyse bugün ufak çaplı bir taşınma gerçekleştirmem.
Nasıl park mafyası var, büfe mafyası var.. Koli mafyası diye bir şey daha varmış. İhtiyacım olan sadece iki aptal kutuyken, bunu bulmakta bu kadar zorluk çekmemeliydim 2011 Türkiye'sinde. Super markete sordum, bir mağazaya sordum, gittim başka markete sordum. Yok. Aslında var ama vermiyorlar. Satıyorlar mı, genetikleriyle oynayıp yeni türler üreterek doğaya mı salıyorlar bilmiyorum ama vermiyorlar onu biliyorum. Bir eczaneden buldum iki tane göt kadar koli. Göt dediysem de öyle Türk kadınınki gibi değil, İskandinav götü tadında. Minicik. Gittim odama hiçbir şeyim sığmadı tabii. Sonra yine çıktım dışarı. Neyse ki şu hayatta Migros gibi bir şey var. Küçük esnaf her şeyi hak ediyor kusura bakmasın. Hepsi kapansın her yer Migros olsun. Yaşasın kapitalizm, yaşasın çılgın tüketim toplumu! Ben bir tane düzgün koli bulamamışken bana 3 tane verdi 3M'sini yidiğim.
Yurda geri döndüm kitaplarımı, yurtta bırakacağım eşyalarımı, uyku setimi derken her şeyi paketleyip depoya indirmeye başladım. Yalnız bir kutu kalkmadı. Onu kaldırayım, depodaki rafa yerleştireyim derken 1-2 omurumu orda bıraktım sanırım. İçinde, koli vermeyen insanlara sinirlenip parçalara ayırdığım yurttan bir kız vardı. Ben içerde tuvaletimi yaparken lavaboda ellerini yıkaması yüzünden yapamadığım bütün tuvaletlerimin şerefine kurban olarak onu seçtim. İçinde ceset olduğundan görevlilerden taşımaları için yardım da isteyemedim. Dexter gibi kendi işimi kendim gördüm. Ama asansörde bir kız "Kutuyu tam kapatamamışsın. Aa o sarkan şey ne, saç mı?" diye ortalığı velveleye verince kutuma gittik ve bütün büyü bozuldu. O sarkan şey kitap ayracının püskülü, tonlarca ağırlık da cesedin değil kitapların marifeti. Mutlu musun? İki dakika hayal kurdurtmuyorlar insana.
Valiz denilen şeyse giderken sırnaşık bir evcil hayvanken, dönüşte kudurmuş azılı bir köpek oluyor neden bilmem. Düzenli olarak tüylerini fırçalasan da, aşılarını eksiksiz yaptırsan da yapıyor bunu. Yani aynı eşyalarla rahatlıkla gelebilirken neden aynı rahatlıkta dönemiyorum? Bu hala bir müphem. Tüm savaşın sonunda fermuarlarını zar zor kapatabildiğimde geriye üç torbalık eşyam kaldı. Artık onları da yarınki eğitimle halletmeyi düşünüyorum. Elimde kırbacım otur-kalk komutundan sonra ateşli çemberden atlatıcam valizleri.
Ankara'dan "seneye son kez geliyorum bak ona göre" diyip giderken, gençliğimin baharında sakat kalmasaydım iyiydi. Ama bugün öğrendim ki edebiyat okumak demek; bel fıtığı, disk kayması, omur kırılması, omur ilik kopması ve nihayetinde felç kalmak demekmiş. Kimseye önermiyorum. O değil de belim çok fena :ı
23 yorum:
Çok eğlendim okurken. :) Hatta bi daha bi daha :)))) Süpersin !
Kimilerinin acısı kimilerinin eğlencesi oluyor işte. Ahah sağol:D
Geçmiş olsun canım ona bişey demedik unutmuşuz sadece :)
o kolinin karaborsası var sen bilememişin ay kız.
"Onu toplayan ağzında her daim sigara olan ve artık araçlarında radyo taşıyan sevgili karton toplayıcıları bölge bölge işgal yöntemiyle zavallı öğrencilerin koli arayışlarını baltalamaktadır!" (Bkz: Koli arayıcıları manifestosu girizgahı) yaaa yaaaa...
Evet var zaten bir ali canbaz oyunu. Ama ben bu işin peşini bırakmıcam. Elime torbalı el arabasını alıp gerekirse içlerine sızıcam ve tepede kim var öğrenicem. Bu belin hesabı sorulacak!
belleeerin hesaaaağbıııı sorulaaaaağcak! (kalın, ayaklanmacı, anarşist, yer yer detone kadın sesiyle hep beraber):)
ahahaha:D
Konur Sokak'ta bildiri de dağıtalım nolur. Üniversitede hiç bu işlere kalkışmadım demek istemiyorum:D
mezun olma arifesinde aynı sıkıntıları bende yaşamıştım..
bırak eşyaları falan toplamayı bir hafta boyunca sadece koli tedariki için bütün bursayı -dikkat çekerim bir semt değil bütün bursa!-
dolaşmış ve sonunda en sağlam ve iyi kolileri tütüncülerde bulmuştum..
hala sıkıntı yaşıyorsan ve oralarda tütüncü varsa onlara git :)
hem büyük hem de çok sağlam koliler var onlarda azıcıkta acıtasyon yapınca ne kadar boş varsa veriyorlar hiç sıkıntı olmuyor :))
Ahah tamam seneye yapılacaklar arasında tütüncü gezmek var o zaman:D
ayy canım benim geçmiş olsun şimdi nasıl belin?
çok eğlenceli bir dille yazmışsın ya yazına bayıldım! ama hep bir yandan aklım beli nasıl diye geçirdi umarım iyisindiiir
ahahaha oy yaaa kıyamam. benim de aklıma ne geldi geçenlerde biliyo musun, aşağı bıraktığım kolileri geldiğimde nası yukarı çıkarıcam lan ben?! hahahha bitmiyo çilemiz resmen. ama bu sondu kii, seneye toptan evimize inşallah maşallah :))
Mia, belim hala acıyor ya özellikle oturup kalkarken, eğilirken. Stabil durduğumda sadece kas ağrılarım mevcut ama hareket etmemek şartıyla. Sağol:)
Mystery, seneye de son kez bir yerlerimi bozup evime öyle dönerim. Yatağımın başucuna diplomamı asar annemler alskdjfg
okulu bitmiş ve evini 3 gidiş dönüşte taşımak zorunda olan bi insan olarak, tembel babamın eşyalarımı taşımaya gelmemesi sonucunda, uykularımı kaçıran taşınma işlemi sebebiyle seni ne kadar da iyi anlıyorum!
çok çok geçmiş olsun :) ama eğlenceli bir yazıydı :)
-
hemera
Beklediğimden çabuk geçiyor. Sağol:)
hahaha aman dikkat edebiyat derken püre kıvamına gelmeyelim. kolilerimizi mümkün olduğunca sizden hoşlanan ama açılamayan elemanlara taşıtalım ve onlara yardım ediyormuş gibi yapmayı da ihmal etmeyelim. keyifli okumalar :)
Çığlık, uf 3 kere biraz trajik olmuş :ı
Bak işte böyle durumlarda bir cici baba işe yarayabilir :D
Aydedeye havlayan, 500 kızın kolilerini taşımaktan hali kalmamış elemanlardan, bırak yardım etmeyi cilve de yapsan iş çıkmaz:D
çok keyif aldım okurken.hatta hızımı alamadım diğer yazılarını da okudum.tamamdır takibe aldım bile...
Aa sağol:)
mimlendin :)
miming:D
bilog yaz, gülemiyorum.
Antalya'ya dönmeyi bekliyorum yazacak vaktim pek yok. Bir sürü konu birikti dönüşüm muhteşem olcak:D
Yorum Gönder